Ana Sayfa Güncel 2 Mart 2021 340 Görüntüleme

Yargıtay’dan çok konuşulacak kıskançlık kararı

Bir süredir geçimsizlik yaşayan karı koca, Aile Mahkemesine başvurarak karşılıklı boşanma davası açtı. Davacı karşı davalı koca, eşinin çok kıskanç olduğunu öne sürdü. Davalı karşı davacı kadın ise eşinin başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia etti.

Aile Mahkemesi, davacı-davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu, ayrıca evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının da hafif kusurlu olduğuna hükmetti.

İSTİNAF ‘EŞİT KUSURLU’ DEDİ

Kararı davacı karşı davalı koca istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek istemeyerek evden ayrıldığı ve güven sarsıcı davranışlarının olduğuna, kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu ve aşırı kıskanç olup eşine baskı yaptığından bahisle tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmetti.

Erkeğin kusur tespiti ile tazminatlara yönelik başvurusunu kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verdi. Kararı davalı-davacı kadın temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dâiresi girdi.

Erkeğin evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemediği ve güven sarsıcı davranışlarının olduğunun sabit olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:

“ERKEK, KADINA GÖRE AĞIR KUSURLUDUR”

* Bölge Adliye Mahkemesince kadına kıskançlık sebebiyle eşine baskı yaptığı kusuru yüklenmişse de, kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğindedir.

* Bu yüzden kadına kıskançlığın kusur olarak yüklenmesi yerinde görülmemiştir. Evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemeyen ve güven sarsıcı davranışları bulunan erkek güven sarsıcı davranışları bulunan kadına göre ağır kusurludur.

* Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı kadın yararına Türk Medenî Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

* Erkeğin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabul edilerek kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiştir.

* Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dâiresinin kararının kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminatlar yönünden bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir. (İHA)

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.